31 Aralık 2013 Salı

Happy New Year :)


Acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz bugün... Bence 2013 ülkemiz için kötü bir yıldı. Umarım 2014 güzelliklerle gelir. Umudun, neşenin, sağlığın peşimizi bırakmadığı bir yıl olsun.

Herkesin yeni yılı kutlu olsun. Milli piyango bu akşam bize çıksın :)

21 Aralık 2013 Cumartesi

Acemilik Eserlerim

Yeni yıl heyecanı her yeri sardı. Her yer kırmızılar, yeşiller, beyazlarla doldu. Yılın bu zamanını çok seviyorum, yeni yeni umutlar, beklentiler...Ben de evimi yılbaşı havasına sokmaya çalışıyorum. Napabilirim, nereye ne yapabilirim diye düşünüp duruyorum. Şimdilik onları paylaşmıyorum, dekorasyonu tamamladıktan sonra paylaşmayı düşünüyorum.

Bugünlerde ne zamandır yapmayı istediğim boyama işine başladım. Acemilik eserim olarak ortaya bunlar çıktı :) İçlerine birer minik dal çiçek alırım diye düşünüyorum. Bir de şişenin ağızlarının iç kısmını boyamayı unutmuşum. Onları da bu akşam boyayıp rötuşlarını yaptım ama fotoğrafları önce çektiğim için bu halleriyle paylaşmış oldum, görmezden gelin :)



 Bir de kozalakları boyadım. Onlar da böyle bir şey oldu. Yılbaşı ruhunu yansıtıyorlar :) Çok basit bile olsa bir şeyler üretmek, ortaya çıkarmak öyle mutlu ediyor ki insanı. Devamını getirebilirim inşallah. Sırada büyük bir tabak var. Onu güzelleştirmeyi düşünüyorum, bakalım ortaya nasıl bir şey çıkacak :)



Mutlu haftasonları...

5 Aralık 2013 Perşembe

Çeyiz Alışverişi (Tekstil Ürünleri)

Bir çeyiz hazırlığı yazımla daha karşınızdayım. Bu sefer çeyizdeki tekstil ürünlerinden bahsetmek istiyorum. 
1-Bornozla başlayayım; bornoz takımımızı Taç'tan aldık. Kalitesi güzel ama ipliklerinin birkaç yerinde atma oldu. Misafir havlu takımım da Taç. Hepsini Eminönü'den almıştık.





2- Pike; annem ve eşimin annesinin yaptıkları/yaptırdıkları haricinde 1 çift kişilik, 1 tek kişilik pike takımı aldım. Çift kişilik olan Sarev'den, tek kişilik olan da Days in Colours. Sarev'den çok memnunum kumaşı yumuşaklığı 10 numara. Days in colours daha orta kalitede bir ürün ama puantiyeli puantiyeli çok sempatik geliyor bana :)





3- Battaniye; çift kişilik olarak Sarev'in bu  pembe modelini almıştım. Yorgan yeterli olduğu için bu battaniyeyi henüz kullanamadım ama yumuşaklığı çok güzel.
Tek kişilik 2 tane battaniyem var, ikisi de English Home. Biri mavi, diğeri mürdüm/bordo arası bir renkte. Mavi olan tv izlerken hep üstümde, çok severek kullanıyorum. Mürdüm rengi olanı daha kullanmadım. Bende battaniye kültürü yok mudur anlayamadım. Otururken dizlerimin üstüne örtmeyi çok seviyorum ama yatarken yorganın üstüne gerek olmuyor, e sadece battaniyeyi örtsek o zaman da ince olur. Ne zaman nasıl kullanacağız biz bu battaniyeleri? :)





4-Yorgan; ben silikon yorgan severim, böyle pufidik pufidik olacak ama English Home'dan aldığımız silikon yorgan o kadar ince ki... Kış günü onunla ısınmak imkansız. Annemden almak istemediğim, ısrarı sonucu "Hadi 1 tane alayım" dediğim yorganı kullanıyoruz sürekli. Gerçek pamuk ve inanılmaz güzel ısıtıyor :) Hal böyle olunca aldığım diğer 2 yorganı da kullanmıyorum. Biri patchwork desenine vurulup aldığım Laguna marka yorgan, diğeri de Özdilek silikon yorgan. Onlar da şimdilik bazanın daimi bekçileri arasında arada bir yatılı misafire bir görünüyorlar :) 




5-Havlu; Özdilek'ten vazgeçmeyin diyorum başka da bir şey demiyorum, bende olan modellerden bazıları...



6-Nevresim takımlarım; Sarev, Soley ve Özdilek. Üç markayı da 1 yıldır kullanıyorum solma,renk atma gibi birşeyle karşılaşmadım. Kumaş olarak Özdilek ve Soley'inkini daha çok beğeniyorum. Fotoğraflarını bulamadığım için ekleyemiyorum :( Geçtiğimiz günlerde siparişini verdiğim şehir temalı nevresim de elime ulaştı. Markası Gold Case, bu markayı alışveriş sitelerinde görüyor, ancak kalitesini bilmediğim için almaya cesaret edemiyordum. En sonunda aldım neyse ki kötü değilmiş, renkleri oldukça canlı ve güzel görünüyor. Kumaşı kullandığım diğer markalara göre daha ince.



Umarım fikir verebildiğim bir yazı olmuştur. Sormak istediğiniz birşey olursa buralardayım Sevgilerle...

1 Aralık 2013 Pazar

Memleket Hasreti



Canım Edirne'm... Bazen yapacak bir şey bulamasam da, sıkılsam da, çok özlüyorum Edirne'yi... Sıcak insanlarını, rahatlığını, modernliğini, herşeyini... Hele annemi, babamı, kardeşimi...Keşke sevdiklerimiz hep yanımızda olsa. Keşke 1-2 saat gidip görüp gelebilsek...Bu şarkıyı ilk kez dinledim ve çok sevdim. Söyleyenin Haluk Levent olduğun sandım ama sanırım değil. Kim söylediyse çok güzel söylemiş. Akşam akşam memleket hasretim depreşti :(

Özlemle...

30 Kasım 2013 Cumartesi

Şehir Temalı Güzellik

Uzun zamandır alışveriş sitelerinden bir şey almıyorum. Evlenmeden önce her gün hepsine bakar, neler var neler yok göz atardım. Akşam umarsızca nette bakınırken bir nevresim takımına takıldım kaldım. Evde kullanılmamış nevresimlerim var ama böyle şehir temalı olanlardan yoktu. Bir kaç sitede baktım ve hepsiburada.com'dan uygun bir fiyata aldım. Bu güzellik benim oldu. Pazartesi elimde olur diye düşünüyorum. Gold Case markasının hiçbir ürününü görmedim ama alışveriş sitelerinde rastlıyorum. Umarım kalitesi güzeldir :) 



  Siz neler yapıyorsunuz? Ben günlerin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Herşeyi sıkıştırılmış progam şeklinde yaşamaya başladım, bu durum beni sinir ediyor. Şööyle evde yayılıp, hiçbirşey düşünmeden yatıp yuvarlanmak istiyorum ben :) 
  Blogger arkadaşım Sezen'in düzenlemiş olduğu mutluluk kutusu etkinliğine katıldım. Kutumu hazırlamaya çalışıyorum. Eşleştiğim arkadaşımın hoşuna gidecek küçük hediyeler almaya çalışıyorum. Mutluluk kutum elime ulaştığında blogumda paylaşırım 
Sevgiyle...

23 Kasım 2013 Cumartesi

Huzurun Rengi; Mavi

Mavi...
Ruhumun en derinine işleyen, bana huzur veren en sevdiğim renk...




Denizi, gökyüzünü saatlerce seyredebilirim mesela...Alışverişteyken mavi rengi olanı tercih ederim genelde. Dekorasyonda da çok beğenmeme rağmen evimi mavi tonlarında dekore edemedim :( 











Mavi demişken turkuaz(firuze) taşından bahsetmemek olmaz. Turkuaz astrolojide Terazi ve Boğa burcunun taşıymış. Ben de tipik bir terazi burcu olduğumdan bu taşı çok severim.


Taşların bu tür etkilerine pek inanmasam da öne sürülen faydaları şöyleymiş;
  • Sindirim sorunları için; kemer tokası, bileklik ya da yüzük olarak kullanılabilir.
  • Tansiyonu düzenler ve kalp hastalıklarına iyi gelir.
  • Nazara karşı etkilidir.
  • Cinsel cazibeyi ve kadınlık özelliklerini artırır.
  • Kaygıyı teskin eder.
  • Kederli insanların kederlerini gidermede, ya da bir olayın şokunu yaşayan kişileri o halden kurtarmada faydalıdır. Onlara, bu durumdaki kişilerin ihtiyacı olan huzur duygusunu verir.
  • Kendisini taşıyan kişilerin iyileştirici güçlerini artırır ve bilgeliklerini artırmalarına yardımcı olur.
  • Takı olarak, hergün kullanılabilecek bir taştır. Özellikle gümüş içine gömüldüğünde etkisi artar ve dengeyi sağlar.
Sevgilerle...

20 Kasım 2013 Çarşamba

Çengelköy Çınaraltı Çay Bahçesi

Evet efendim geçtiğimiz haftasonu Çengelköy'deydik. Eşimin ailesi bize geldi Manisa'dan, onlarla birlikte ne yapsak nereye gitsek diye düşünürken aklımıza Çengelköy'deki Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi geldi. Yola koyulduk...Üsküdar'dan Çengelköy'e giderken yol boyunca yalıları görüyorsunuz. Bambaşka yaşamlar var oralarda... Çengelköy çok sevimli bir semt. Sahilde olması nedeniyle midir nedendir bilmem, hep yiyecek-içecek satan yerler var. Bu gidişimde farkettim bunu. Börekçi, wafflecı, pastane, manav, kumpirci... 
Çınaraltı Çay Bahçesi Üsküdar yönünden giderken sol hizada kalıyor. Genç-yaşlı herkesin bulunduğu bir ortam.

Bahçesinde dev bir çınar ağacı var. Adını da bu ağaçtan alıyor sanırım. Rivayete göre ağacın yaklaşık 800 yaşında olduğu söyleniyormuş.


Bir dönemin meşhur dizilerinden olan Süper Baba burada çekilmiş. Hatırlayanlar için Sümer Tilmaç'ın işlettiği kahve işte bu kahveymiş, yani Nihat'ın Kahvesi :) Çengelköy'ün tanınmasında bu dizinin etkisi büyüktür bence.


Şaşırtıcı bir şekilde dışarıdan yiyecek getirmeye izin veriliyor. Biz çay bahçesinin hemen yanındaki Çengelköy Börekçisi'nden börek aldık. Kesinlikle tavsiye ederim. Çok lezzetli, fiyatları da uygun. Böreğin kilosu 16 tl. Kahvaltılık peynir, zeytin bile getiren vardı. Oradan sonra da sahil boyunca biraz dolaştık, fotoğraf çekildik.




Bu da güneşli bir günde çekilmiş bir fotoğraf




 Hava güneşli olsaydı gezimiz çok daha güzel olurdu. Gittiğimizde hava bulutluydu, o yüzden tam keyif alamadım, daha önceki gidişimde güneşli bir hava vardı. Denize karşı çayları yudumlamak, arada bir esen deniz kokusu... İnsana huzur veriyor...Detaylı bilgi için linki

Sevgilerle

Not: Fotoğraflar netten alıntıdır.

11 Kasım 2013 Pazartesi

Sıcacık Dekorasyon Örnekleri

Malumunuz kış kapıya dayandı. Daha kendini tam olarak göstermese de evimizde dizlerimizden battaniyemiz, ayaklarımızdan terliğimiz eksik olmuyor. Sıcak birşeyler içmek, koltuğa gömülüp mayışmak çok iyi geliyor :)

İnternette dolaşırken gördüğüm görseller içimi ısıttı, sizinle paylaşmak istedim. Şömine, battaniye, kahve olmazsa olmaz zaten. Hele yanınızda sevdiğiniz kişilerle güzel bir film izlemek kadar keyiflisi var mıdır uzun kış akşamlarında... Bu güzel görsellerle sizi başbaşa bırakıyorum :)









Şu renklerin güzelliğine, uyumuna bakar mısınız. Kasım, aralık deyince aklıma hemen yılbaşı gelir. Çam ağaçları, hediyeler olleyy! Az kalıyor az :) Hevesle bekliyorum.

Sevgiler :)

3 Kasım 2013 Pazar

Neşeli Cumartesi

Bugün harika bir cumartesi geçirdik Benim izin günümdü, kardeşim de bu hafta bizdeydi. Sevdicek, kardeşim ve ben Taksim'deydik. Önce Türvak Sinema-Tiyatro Müzesi'ne gittik. Türker İnanoğlu'nun kurduğu Türvak Vakfı bünyesinde kurulan müze, 2001 yılında kurulmuş, 2011 ocak ayında Beyoğlu'ndaki yeni binasına taşınmış. Müzede Türk sinemasına, tiyatrosuna, Yeşilçam'a ait herşeyi görebilmek mümkün. Çok güzel görseller vardı, bizim neslimiz için bulunmaz bir arşiv bence... Film afişleri, sinema filmlerine verilen ödüller, oyuncuların fotoğrafları, eski sinema araçları... Biz oldukça hoş vakit geçirdik, keyfimizi kaçıran tek şey fotoğraf çekmenin yasak olmasıydı. Hatıra olması açısından daha çok fotoğraf çekilebilmeyi istemiştik ama 1-2 tane çekebildik...







İlgilenenler için ziyaret saatleri; pazartesi hariç 10:00-18:00. Bilet fiyatları tam 10 tl, öğrenci, öğretmen ve 65 yaş üzeri 5 tl. Detaylı bilgi almak için web adres

Müzeden sonra Terkos Pasajı'na gittik. İstanbul'da yaşayıp da Terkos'u bilmeyen yoktur herhalde. Çok uygun fiyatlı şeyler bulunuyor, pazar mantığı gibi. gayet trend olan bir hırkayı 5 tl ye bulduk, 5 tl ye de bir t-shirt bulduk, hemen aldık :)

Taksim'de acıkınca gidebileceğiniz güzel bir mekan olan Yemek Kulubü'ne gittik. Fiyatlar oldukça uygun ve ortam çok güzel, kalabalık olmasına rağmen servis de gayet hızlı, kesinlikle tavsiye ederim :) Dönüşte de Nevizade de bir yere oturduk. Hava çok sıcaktı, yanımıza aldığımız montları bütün gün elimizde taşıdık.

Yarın yine işbaşı. Bende pazartesi değil pazar sendromu var artık :))
Herkese mutlu pazarlar...

27 Ekim 2013 Pazar

Günler geçerken...

Blogtan çok uzak kaldım bu aralar. Bu akşam yazayım, yarın mutlaka yazayım derken ancak şimdi yazabiliyorum. 6 gün çalışıyorum malumunuz,günler hızlıca akıp gidiyor. Sonunda ben de çalışan bayan oldum. Bazı sabah zor gelse de hazırlanıp işe gitmek çok hoşuma gidiyor. Bi de ilk maaşımı alsam çok mutlu olacağım. Önceleri part-time birçok işte çalıştım ancak tam zamanlı çalıştığım ilk işim bu. 3.haftamın içindeyim bakalım, umarım güzel devam eder... Kocacığım bugün bana güzel bir jest yapmış, işyerime çiçek yollamış. Mis gibi kokuyor lilyumlarım :)


2 gündür biraz rahatsızım. Grip oluyorum sanırım. Bitki çayı ve meyve desteğiyle üstesinden gelmeye çalışıyorum. Umarım başarırım.Güzel bir şarkıyla bitirelim yazımızı, sevgiler...




12 Ekim 2013 Cumartesi

Gratis İndirimi

Malum bayram yaklaştı. Bu vesileyle kozmetik marketlerin hepsi indirim yaptı. Ben de 2 gündür Gratis'e uğruyorum, oralarda bakınmak, daha önce denemediğim ürünleri almak kendimi iyi hissettiriyor. Kozmetik ürünleri oldum olası severim. Uzun süre bir ürünün aynısını kullanamam genelde, aynı ürünün ikamesini kullanmak onu da denemek isterim. Bakalım Gratis indiriminden neler almışım :)




Diadermine'ın başka bir yüz temizleme jelini ve nemlendiricisini uzun zamandır kullanıyorum, toniğini de almak aklımdaydı. Hazır indirimdeyken temizleme jeliyle beraber yapışıktı, aldım hemen :)

Sebamed göz kremini de uzun zamandır almak istiyordum. Malum yaş 26 oldu göz çevresinde hafif kırışıkıklar kuruluklar başladı. Şimdilik bu hafif ürünle başlayayım diye düşündüm. Nemlendirsin, kırışıklığı önlesin yeter benim için.


Maybelline maskarayı bloglarda en övülen Maybelline maskarası olduğu için tercih ettim. Evdeki maskaram kurumak üzereydi. Fırçası kirpik kıvırmaya çok müsait ve oldukça siyah renk veriyor. Beğendim :)



Emily göz kalemi fiyatına göre çok iyi performans gösteriyor bence. Bende 3-4 rengi var ve oldukça yumuşaklar ve sürülüşleri çok rahat oluyor. 

Minik kremi de kasanın yanında 0,90 krş olduğunu söyledikleri için attım poşete. Kışın çantada taşıması kolay olur düşüncesiyle.. 

İndirim 14 ekime kadar devam edecek, ilgilenenlere duyurulur .14 ekim demişken, o gün benim doğum günüm. Bayram dolayısıyla görüşemeyeceğimizden eşimin ablası hediyemi önceden verdi. İstediğim bir parfüm vardı onu almak istemiş ama karıştırmış Nina Ricci'nin başka bir parfümünü almış. Olsun bu da çok güzel. Kendisine çook teşekkürler. 


Beklemediğim anda gelen hediye beni inanılmaz mutlu ediyor. Gerçi doğum günün nasıl beklemediğin bir an olabilir diye düşünebilirsiniz, ablam hediye almayı pek seçemez, genelde benim beğendiğim birşeyi alır o yüzden şaşırdım :) 

Ben bayrama süslü püslü bir şekilde hazırım dostlar. Bugün de saçlarımı kestirdim tamamdır...

Sevgiyle...

7 Ekim 2013 Pazartesi

Güzel Bir Sosyal Sorumluluk Projesi




Kışın kapıdan bakmayıp direkt aramıza daldığı bugünlerde hepimiz kazakları,hırkaları çıkarma telaşına düştük. Hurçlardakileri, dolapların derinliklerindekileri çıkardık, yıkadık, yerleştirdik. Bunları yaparken illa ki kullanmadığımız, ihtiyacı olanlara vereceğimiz kıyafetlerimiz oluyor. Kadıköy Belediyesi bunları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için güzel bir uygulama başlatmış. Üstelik evimize kadar gelip alıyor. İnternette görünce sizlerle paylaşmak istedim, Yararlı olmak adına...

5 Ekim 2013 Cumartesi

Keyifsiz günlerin ardından...

Uzun zaman sonra yeniden merhaba,
bu aralar benim için oldukça stresli ve keyifsiz geçti. 2 haftadır ünlü bir firmada lcv servisinde çalıştım. Çırağan Sarayı'nda gerçekleşecek olan bir düğüne davetlilerin katılıp katılmama durumlarını öğrenip davetli listesi oluşturdum. Oluşturdum ama o kadar titiz ve detaycı çalışıyorlar ki, acaba gözümden bir şey kaçtı mı, acaba bir şeyi atladım mı diye hindi gibi düşünüp durdum. O kadar çok kişiyi arıyordum ki yatağa yattığımda hep isimler kafamda dolaşıyordu. Şu gelecek, bu gelmeyecek diye... 

Çalışma hayatı güzel, ben daha önce dönemsel ve geçici işlerde çalıştığım için hoşuma gitti tabii. Ama evle bağlantım koptu diyebilirim. Alışık da olmadığım için akşamları pestilim çıkmış olarak eve geldim. Fazla yemek yapamadım, çamaşır yıkayamadım. Hep böyle mi olacağım acaba?



Herneyse şimdi bu iş bitti, pazartesi günü bir dershanede işe başlıyorum. 1 hafta birbirimizi tanıyalım diye konuştuk müdüre hanımla. Dersaneye öğrenci kaydettirmeye çalışacağım. Ağzım pek iyi laf yapmaz ama deneyeceğim :) Eşim haftasonları evde, dersanede ise haftaiçi 1 gün izin var. Bu beni çok düşündürüyor. Hiç ortak bir şey yapamayacağız. Aranızda eşiyle böyle izin günleri uymayan arkadaşlar var mı? Nasıl idare ediyorsunuz? 
Bunların yanında havalar da kötü gidiyor. Sonbaharı göremeden kış geldi. Bir de kombimiz bozuktu, sağolsun ev sahibimiz çok geniş bir amca olduğundan ancak ikna edebildik ve sonunda  değiştirtiyoruz. Hatta şuan evde servis elemanları yeni kombiyi takıyorlar. Ben de oturmuş bunları yazıyorum :) Bu yıl inşallah daha iyi ısınacağız. Bugün evde çok iş var. Sevdicekle genel temizliğe başlayacağız. Perdeler yıkanacak, camlar, dolaplar silinecek. Halıları da yıkatmaya verdik. Ne çok işimiz var...

Hepinize mutlu haftasonları diliyorum, çok ara vermeden görüşmek umuduyla...

23 Eylül 2013 Pazartesi

Haftasonu nasıl geçti?

Bir haftasonunu daha geride bıraktık. Bizim için yorucu bir haftasonuydu ama eğlenceliydi. Cumartesi akşamı arkadaşlar geldi, geç saate kadar oturduk. pazar günü de sabahtan Beşiktaş'a akşam da eşimin ablasına gittik. Hava çok değişikti pazar günü. Yağmur bir yağdı bir durdu şaşkına çevirdi bizi. Ben de ıslanmaktan nefret ederim. Yağmuru camdan izlemeyi ve yağmurdan sonraki toprak kokusunu çok severim ama iş ıslanmaya geldi mi aynı şeyi söyleyemeyeceğim :)

Neyse cumartesi akşamı menüm şöyleydi;
mercimek çorbası
soya soslu sebzeli tavuk
pilav
etli biber dolması
yaprak sarma
patatesli havuçlu meze
barbunya(hazır konserve)
salata
tulumba tatlısı

Biber dolması veya yaprak sarma yerine başka bir sebze yemeği yapsam daha iyi olurdu ama aklıma sonradan geldi. Menüm biraz fazla pirinçli oldu, napalım bu seferlik böyle olsun :) Yaptıklarımın tek tek fotoğraflarını çekme fırsatım olmadı malesef :( Halbuki havuçlu patatesli mezemi çok güzel süslemiştim.

Masam şöyleydiii










Bu da eli boş gelmek istemeyen arkadaşlarımızın getirdiği sevimli şey. Nasıl da renk verip şenlendiriyor ortamı... Uzun zaman solmasın sakınn! 

:)

21 Eylül 2013 Cumartesi

Sevimli Muffinler




Yarın arkadaşlarımız yemeğe gelecekler ve tahmin edersiniz ki yarın sıkışmamak adına bu akşamı mutfakta hazırlık yaparak geçirdim :) Bunlar da yarın akşam çayın yanında ikram edeceğim muffinlerim. Bir cupcake modasıdır ki sormayın, ben de bu akıma kapılanlardanım. Bu minik kekçikleri hazırlamayı ve çeşitli şekillerde yapmayı çoook seviyorum. Yaparken zevk alıyorum, kendi kendime eğleniyorum :) Aslında bu sefer üstlerini süslemeyi düşünüyordum ama güzel kabardılar, güzel görünüyorlar kıyamadım, bu şekilde ikram edeceğim :) 




Sofra ve menümle ilgili detayları bir sonraki postta paylaşırım. Bu arada masa örtüsü alamadım, elimdekini kullanacağım. Herkese güzel haftasonları dilerim...

17 Eylül 2013 Salı

Sofra Dekorasyonu Sorunu

Merhaba blog dostları,

gece gece sofra dekorasyonuna takıldım. Ne zamandır aklımda ama faaliyete geçemiyorum. Evleneli 1 yıl oldu, hala şık bir sofra hazırlayamadığımı düşünüyorum.

Benim yemek odası takımım kahve tonlarında. Ben de bunu göz önüne alarak krem rengi ve kırık beyaz masa örtüleri almıştım ama beyaz porselen yemek takımımla bir araya gelince uyumsuz oldular. Masa örtüsü yemek odası takımıyla mı uyum sağlamalı yoksa porselen yemek takımıyla mı? Fotoğraflarla netleştireyim durumu;





benim takımım ve örtüm

Tabi burada sadece fotoğraf çekmek için tabağı masaya koymuştum o yüzden fazla çıplak:) Netteki araştırmalarım sonucu beyaz porselen takıma krem tonlarda örtü kullanıldığını gördüm ama bunu aksesuarlarla tamamlamak lazım.




2. seçenek; kremden vazgeçip beyaz sade bir örtü ve şunlara benzer şamdanlar mı alsam.


beyaz üzerindeki görünüşü




3. seçenek de şöyle; siyah runnerlı bir görsel buldum bu da çok asil ve hoş durmuş.



 Krem rengi örtünün üstüne siyah runner alsam çok mu alakasız kalır. Çok alakasız ve farklı renkler artık her yerde kullanılıyor ama ben küçük dokunuşlarla mucizeler yaratan tiplerden değilimdir pek :)  Herşeyde olduğu gibi bunda da kararsız kalan ben, işin içinden çıkamıyorum. Güzel ve zevkli fikirler çıkacağını umarak buraya içimi dökeyim dedim :) Derdime derman olun blog arkadaşlarım :)