15 Nisan 2015 Çarşamba

Bir Merhaba :)

Instagram çıktı blogların pabucu dama atıldı. En azından benim için öyle oldu. Halbuki çok iyi geliyordu yazmak..
Bahar kendini iyice hissettirmeye başladı. Heryer rengarenk oldu, hava mis gibi. Nasıl da özlemişim bu havaları. Bu kış çok uzun sürdü sanki.. Havalar iyice ısınmadan, kavurucu sıcaklar bastırmadan gezelim görelim, bu havaların tadını çıkaralım.
Biz geçen hafta Adalar'a gittik. Daha önce Büyükada'ya birçok kez gitmiştim. Diğer Adalar'a hiç gitmediğimden bu kez oralara gitmek istedik. Önce Burgaz Ada'ya gittik, orası çok küçük ve pek birşey yok. Ordan Heybeliada'ya geçtik. Orayı daha çok beğendik ama bence en güzeli Büyükada :) Güzel birgün oldu ama hava çok soğuktu. Güneş vardı ama eşek donduran cinstendi. Çok rüzgar esiyordu üşüye üşüye gezmeye devam ettik ve ben hastalandım. Bu kışı hiç grip olmadan bitiriyorum diyordum ki son anda yakaladı beni :) Neyse şimdi biraz daha iyiyim. Sizi Ada görüntüleriyle başbaşa bırakayım..





Adalar'da sayılamayacak kadar çok kedi mevcut ve çok sevimliler :)


Meşhur evleri...




Haftaya 23 Nisan tatili var. Manisa'ya gideceğiz. Belki ordan günübirlik Pamukkale'ye gideriz. Orayı da merak ediyorum ben.


Sevgiyle....

11 Mayıs 2014 Pazar

Huzurlu pazar

Ne güzel bir haftasonu oldu bu böyle. Eşimle evimizi topladık, evde biriken fazlalıkları attık, derledik, düzenledik. yemeğin üstüne güzel keyifler yaptık. Hava da yağmurluydu. Tam evde vakit geçirmelikti. Cumartesi günü o yorgunluğun üstüne birer türk kahvesi çok iyi gitti. Fincanlar da kayınpederimin Güneydoğu gezisinden hediye...




Bugün de anneler günü, her yer hareketlidir diye dışarı çıktık. İlk defa Brandium Avm'ye gittik ama pek beğendiğimiz söylenemez. Bize epey uzaktı yollarda yorulduk, gittiğimize değecek bir şey de bulamadık. Anneme hediye baktım, birşey bulamadım. Hediye konusunda pek başarılı değilimdir malesef :( Haftaya 19 Mayıs, 3 gün tatil, Edirne'ye gitmeyi düşünüyoruz. Edirne'den beğendiği birşeyi alırım diye düşündüm. 
Eve gelirken çiçekçi teyzelere rastladık pek çok yerde. Benim gözüm rengarenk çiçeklere takıldı tabi. Bu güzellikleri aldık evimize. Şimdi de oturup onları izliyorum öylece :)




Eve gelince canım tatlı birşeyler istedi herzamanki gibi. Hemen muffinleri yaptım. Pişirmesi çok hızlı oluyor, çok pratik. Bu kez Dr. Oetker'in acı badem aromasını kullandım. Mis gibi badem kokuyor, üstüne de damla çikolata serptim. 




Şimiden herkese iyi haftalar. Bir an önce haftasonu gelsin :)

4 Mayıs 2014 Pazar

Bahar Gezileri; Yalova

Dün güzel havayı fırsat bilip şehir dışında farklı bir yerlere gidelim dedik ve 6 yıl önce gittiğimiz Yalova'ya tekrar gitmeye karar verdik. Yalova'yı çok gelişmiş ve değişmiş gördük. Meydanlarına birçok düzenlemeler yenilikler yapılmış. Şehrin birçok noktasına "şehir bisikleti" adı altında bisiklet parkı konmuş. Belediyeden temin edilen kartla, belediyeye ait olan bu bisikletler kullanılabiliniyormuş. Çarşıda çok sayıda otel var. Biz günübirlik gittik ama kalmayı düşünenler yer bulma sıkıntısı çekmeyecektir.

Neyse bizim gezimize baştan başlayayım :) Sabah Bostancı'dan deniz otobüsüne bindik, 1 saat süren yolculuk sonrası saat 9:30 da Yalova'daydık. Hava muhteşemdi, bir yandan hafif hafif rüzgar esiyor, diğer tarafta güneş tüm parlaklığıyla bize göz kırpıyor. Gazetemizi alıp, sahildeki cafelerden birine oturduk. Alabildiğine geniş sahil, alabildiğine dümdüz ferah meydanlar...



Deniz otobüsünün iskelesinin hemen yanında Cumhuriyet Meydanı var. Bu meydanda belediye tarafından yapılmış Yalova Kent Müzesi var. Yalova'nın tanıtımına büyük katkı sağlayan bu müze ücretsiz olarak gezilebiliyor. İçinde Atatürk'le ilgili birçok anı, Yalova'nın eski tarihiyle ilgili bilgiler fotoğraflar var. Bunların dışında heykellerle canlandırmalar yapmışlar. Mimarisi de beyaz bir konak görünümünde, şahsen bizim çok hoşumuza gitti.




Merkezde dolaşırken semt pazarına rastladık ve biraz pazarda dolaştık. Farklı yöresel pazarları gezmek, değişik şeylerle karşılaşmak çok hoşuma gider. Burası katlı otoparka benzeyen bir pazardı.


 Yalova'da çiçekçilik ve seracılık çok geliştiği için pazarda çiçek, tohum, bitki satan tezgahlar çoktu. Pazardan sonra Yalova Termal Tesisleri'ne gitmek üzere dolmuşa bindik. Merkezden Termal'e ulaşmak 30-35 dk sürüyor. Oldukça yükseğe tırmanılıyor, yemyeşil ormanların, çınar ağaçlarının arasından dolana dolana yükseklere çıkılıyor. Tesis tam bir cennet bahçesi. Yeşilin binbir tonunu burada görebilir ve bünyeye oksijen yüklemesi yapabilirsiniz.










Burası da Atatürk Köşkü. Atatürk çok sevdiği şehir olan Yalova'ya geldiğinde burada kalır ve dinlenirmiş. Müzede yazılana göre önemli kararlarını da burada almış



Biz İstanbul'da böyle yeşilliğe böyle geniş parklara bahçelere hasret olduğumuz için çok hoşumuza gitti. Bol bol fotoğraf çekildik, yürüyüş yaptık, yeşillikler üzerinde oturduk... Ülkemizde bu tür yerlerin çok kıymetinin bilinmediğini burda da gördük. Tesis çok bakımsızdı, en basitinden demir parmaklıklar bile boyanmamıştı. Arap turistler burayı da keşfetmiş ve küçücük dükkanlarda bile Arapça yazılar yazılmış. Madem burdan bu kadar para kazanıyoruz biraz bakalım ve özen gösterelim değil mi sayın yetkililer :) Biz gezip görme amaçlı gittik ama orada 2 katlı olan her bina termal aparta, motele dönüşmüş durumda. Her binada temiz, boş odamız vardır, 24 saat sıcak suyumuz mevcuttur yazılarını görüyorsunuz.

Termal'den sonra tekrar merkeze indik.O kadar temiz havadan sonra karnımız bayağı acıktı. Merkezde Köz Izgara da güzel ızgaralarımızı yedik. Fiyatlar İstanbul'a göre daha uygun. Izgara köfte lavaşı, pilavı, acılı ezmesi dahil 10 tl ydi.


Köfte bu şekilde servis edildi. Bu bıçak ne anlama geliyordu hala anlamış değiliz :)

İdo iskelesinin sağ tarafına doğru yürüdüğünüzde Setur marina karşınıza çıkıyor. Burada çok hoş mekanlar var. Biz marinanın büyük kısmını kapatmış ve çok kalabalık olan Leman Kültür'ü seçtik. Orada oturduk Leman Kültür'ün menüsü bile orjinal. Benim düşünceme göre orada oldukça yaratıcı metin yazarları çalışıyor. Mekanın dekorasyonu da oldukça eğlenceli. Biz Edirne'dekinde birkaç kez oturmuştuk, çok sevmiştik. Burda da görünce pek mutlu olduk :)


Dönüş saatimiz gelince sahilde güzel bir video çektik. Biz gittiğimiz her gezide, her değişik yerde günü anlatan videolar çekeriz. Yıllar sonra izleyince çok güzel anı oluyor. buradan da güzel anılarla ayrıldık... Böyle yakın ama farklı yerlere gitmek çok güzel. Öğleden sonra hava biraz bulutlandı neyse ki yağmur yağmadı.




İstanbul'un çevresinde gidip görülecek güzel yer tavsiyelerine açığım. Bir sonraki gezimizde görüşmek üzere...


21 Nisan 2014 Pazartesi

Sevgi Dolu Bir Haftasonu

Çocuk büyütmek tam bir sabır işi hanımlar. Haftasonu 2 yaşında çocuğu olan kuzenimde kaldım. Uzaktan sevmekle olmuyor bu işler bunu daha iyi anladım :) Sürekli üzerinde, kendine zaman ayırmayı geçtim nefes almaya bile fırsatı kalmıyor insanın. Kendi kendine oyun oynamıyor, sürekli bir kişinin ona bakmasını oynamasını istiyor bizim bıcırık.

Çocuk yetiştirmek çok ince bir çizgi. Her dediğini yapsan şımarır, her şeye hayır dersen olmaz. Nasıl davranacağını bilemiyor insan. O hassas dengeyi kurabilmek büyük marifet bence. Tatlı-sert olabilmek lazım çocuklara.  Tabi ilk çocuktan sonraki çocuklarda anne-babalar daha rahat oluyordur ama ilk çocuklarda tecrübesiz olunduğu için daha tedirgin olunuyor. Mesela ben çocuğumu çok rahat büyütemeyecekmişim gibi hissediyorum. Çocuklar özgürce koşarken, düşecekler diye içimden bir şeyler kopuyor sanki :) Bazı anne aman mikrop kapmasın, emziği temiz mi, altı kirlendi mi diye hijyen hastası olurken, bazısı da amaan bir şey olmaz diyerek oldukça geniş oluyor. Abartmamak koşuluyla rahat ve doğal büyütmek en güzeli, tabi başarabilene :) Çocuklar her şeyi unutturuyor insana. Onların bir gülümsemesi, masum gözleri herşeye bedel. Bizimki ilk defa bu görüşümde bana "abla" dedi. Daha doğrusu ben lavabodayken bana seslenip "Abaaa hadi del" diye seslendi. kurban olurum len sana :) Zamanı geldiğinde Allah hepimize anne-baba olma duygusunu yaşatır inşallah...

Çocukla Avm gezmek de tam bir işkenceymiş. Uykusu gelir, karnı acıkır, oyun alanına gitmek ister. Her şeyi ona göre ayarlamak zorunda kalıyorsun. Aah ah bir bakıma özgürlük elden gidiyor cancağzım. Neyse ben yine de bir şeyler alabildim.




Şu çiçekli güzellikler beni benden aldı. Şimdi bu bluzün altına ne renk pantolon gider onu düşünüyorum. Fuşya çok güzel gider ama benim için fazla iddialı ve sıradışı. Ne yazık ki bazı çizgilerin dışına pek çıkamıyorum kıyafette. Mesela desenli pantolonları beğensem de almaya niyetlenemiyorum. Bazı arkadaşlar çok güzel kombinler yapıyor. Benim hiç kombinleme becerim yok. Kardeşim bu konuda çok başarılıdır. Bir bütün olarak parçaları birbirine uydurur ve ne yapar eder bir yerden bir havalılık katar kendisine :)

Üsttekiler dışında ayakkabı ve etek aldım. Ayakkabıları eteklerle de pantolonlarla da giyebilirim. Çok rahat, ayağı tamamen sarıyor. Yazın rahat ederim diye düşünüyorum. Farklı model ve renk alternatifleri vardı. Bu tarz bir şey düşünenler için Deichmann'dan aldım.



Evimden bir köşeyle kapanışı yapayım, evdeki bütün çiçekleri bir köşeye topladım, baharın da gelişiyle onlara bakıp duruyorum. İçim pozitif enerjiyle doluyor..


12 Nisan 2014 Cumartesi

Kolay ve Pratik Bir Tarif: Fırında Tavuk

Çok pratik ve kolay bir yemek tarifiyle karşınızdayım. Aslında haftasonu uğraşmalı, cicili bicili yemekler yapılır ama benim canım bugün bunu yapmak istedi. Fırında tavuk, çok hafif ve sağlıklı bir yemek. 

Gelelim tarifimize;
-4 büyük patates
-6 tavuk baget
-1-2 tane kırmızı biber
-istediğiniz baharatlar
-1-2 kaşık zeytinyağı
-salça
-tuz

Evli olanlara basit gelebilir ama yeni evlenenler, yemek yapmayı öğrenenler için kurtarıcı bir yemek :)
Patatesleri ve kırmızı biberleri yıkayıp istediğimiz şekilde doğruyoruz. Bagetleri de güzelce yıkayıp, patates ve biberle birlikte büyük bir kaba koyuyoruz. Ben baget kullandım daha büyük porsiyon isteyenler kalçalı butla da yapabilir. Üstüne baharat çeşitlerimizi ilave ediyoruz. Ben karabiber, kimyon, kırmızı biber ve kekik koydum. Salçayı bir kasenin içinde sulandırıyoruz. 1-2 kaşık zeytinyağını, tuzu ve salçayı kaba ilave ediyoruz. Hepsini güzelce harmanlıyoruz. Dilerseniz yeşil sivri biber, bezelye, havuç da koyabilirsiniz.




Malzemeleri marketlerde kolayca bulabileceğimiz fırın poşetine dolduruyoruz (poşetin ağzını kapatmak için tele benzer şey paketten çıkıyor) İyi pişmesi için poşetin birkaç yerine bıçak batırıp delikler açıyoruz. Ben mini fırında 45 dk pişirdim. Fırınım biraz geç pişirdiği için derecesini 190 yaptım. Yanına da yoğurt, cacık harika gider. 



                                  Pişmeden önceki ve piştikten sonraki hallerini de fotoğrafladım





                                  Herkesin mutlu sofraları olsun, afiyet bal şeker olsun :)

26 Mart 2014 Çarşamba

Nerelerdeyim, napıyorum? :)

Merhaba arkadaşlar,
Nasılsınız, iyi misiniz? Ben bu aralar yoğun geçiriyorum günlerimi. Böyle olunca daha mutlu oluyorum. Herkes "bu aralar ne yaptım" postu yazınca ben de bir deneyeyim dedim. Öncelikle haftasonu kuzenimin nişanı vardı, Edirne'deydik. Herşey çok güzeldi, evdeydi ama 40-45 kişiydik çok kalabalıktı. Benim nişanım evde olduğu için müzik çalsın, oynansın istememiştim. Onlar müzik de olsun istemişler. E müzik çalınca oynanır tabi. Hele bi de Trakyalıysan yerinde duramazsın. Şahsen ben öyleyim oynamayı, müzikle eğlenmeyi çok severim. Eşim de tam tersi, oyun havalarından nefret eder :)






Edirne'de nişan bahanesiyle bütün yakınlarımı kuzenlerimi, teyzelerimi gördüm. Kahveler içildi keyifler yapıldı. Sevdiklerinle ve seni seven kişilerle vakit geçirmek insanı ne kadar mutlu ediyor. Neden var sanki şu mesafeler...




2 gün önce nişan yıldönümümüzdü sevdicekle dışarı çıktık tatlılarımızı yedik. Koşuyolu'nda Ceviz Ağacı diye bir mekan var. özellikle pastane kısmını gidip görmenizi öneririm. Ben seçerken çok zorluk çekiyorum, hepsi çok güzel görünüyor ve seçenek çok çok fazla. Yakınlarda olanlar için linkini vereyim.Hem kilo vermek istiyorum hem herşeyi yiyip duruyorum nolucak bu halim bilmem :(




Bugün işten çıktıktan sonra Kadıköy'e gittim. Kendime ayakkabı bakarım diye düşünüyordum ayakkabı bulamadım. Bunları aldım geldim. Göz makyaj çıkarıcı bir ürüne ihtiyacım vardı. Bloglarda bu ürünü çok övmüşler umarım memnun kalırım. Rimelim de kurumuştu Golden Rose'un rimelini mağazada çok uygun bir fiyata görünce denemek için aldım. İyisi de kötüsü de hemen kuruyuveriyor. Oje de Flormar'ın güzel bir bordosu. Birazdan sürüp deneyeceğim :)





Şalı da bordo rengi trençkotumla güzel gideceği düşüncesiyle aldım. Bahar geliyor artık, içim anlamsız bir neşe ve enerjiyle doluyor bahar aylarında. Bi de şu ülkemizdeki olaylar olmasa. her sabah kötü bir haberle uyanmasak... Seçimlere de sayılı günler kalınca gerilim had safhada. Bakalım pazar günü neler olacak. Güzel ve aydınlık günlere uyanmak ümidiyle,
Sevgiler

10 Mart 2014 Pazartesi

Acemi Şoför Olucam Ben :)

Bugün yıllardır yapmayı istediğim ama hep ertelediğim bir şey yaptım.Ehliyete yazıldım! Araba kullanmayı hiç bilmiyorum, İstanbul trafiğinden de korkuyorum ama öyle ya da öyle öğrenmem lazım. Çok istiyorum. Türkiye gibi bir yerde özellikle bayanlar için araba kullanmak büyük özgürlük. Saat kaç olursa olsun arabaya atlayıp gezip dolaşabilmek bir lütuf bence. Ben de geç de olsa kayıt oldum sonunda...



Bunun dışında haftasonu Edirne'deydim. Annem rahatsızdı ona da moral oldu hasret gidermiş olduk. Nedense bu aralar hiç fotoğraf çekmiyorum. Gidip gördüğüm yerlerde hiç aklıma fotoğraf çekmek gelmiyor :( Umarım bir an önce eski moduma dönerim. Artık hava düzelsin, bahar gelsin, daha enerjik olayım, daha çok gezeyim. Tabi bu dileklerimin tam tersi bir hava var şuan. Buz gibi, yağmurlu ve kasvetli. Bir an önce baharın gelmesini özlmle bekliyorum.