30 Temmuz 2013 Salı

Bodrum Tatili

İlk yazımda geçen hafta tatilimi geçirdiği Bodrum'u yazmak istedim.
Bodrum görmeyi çok istediğim ve çok merak ettiğim yerlerdendi, sonunda gezip görme fırsatını buldum.
Geçen yıl balayını herşey dahil bir otelde geçirdiğimizden etraftaki yerleri görme şansımız olmamıştı, o yüzden bu yıl daha gezmeli görmeli maceralı bir tatil yapmak istedik. O nedenle Bodrum merkezde, çarşının 1-2 sokak ötesinde çok sevimli bir pansiyonda kaldık. Myndos Pansiyon, kaldığı yerden çok büyük beklentileri olmayanlar için harika bir yer. Pansiyonu işleten aile çok sıcak ve güleryüzlü. Konuşup tanıştıkça hemşehri çıkmamız da onlara olan sıcaklığımı arttırdı :)

Bodrum tatil beldesi olarak çok gelişmiş bir yer. Eğlence, yeme-içme, alışveriş yerleri açısından çok zengin. Çarşısında ihtiyacınız olan herşeyi bulmak mümkün, tabi benim ilgimi en çok hediyelik eşya dükkanları çekti.








Çarşıda gezerken günübirlik düzenlenen tekne turları hakkında bilgi almanızı sağlayacak standlara sık sık rastlıyorsunuz. Biz Orak Adası- Yalı Çiftlik ve Tavşan Koyu'nu dolaştıran tura katıldık. Öğlen yemeği de dahil kişibaşı 30 tl idi ve çok eğlenceli bir gün geçirdik. Özellikle Orak Adası'nın suyu şimdiye kadar gördüğüm bütün sulardan farklıydı. Turkuaz renkteydi ve dibi kumdu. Uğradığımız diğer koylara göre suyu daha sıcaktı.






Bodrum merkezdeki deniz kirli ve taşlıktı o yüzden tekne turunun haricinde elimizden geldiğince Bodrum çevresindeki koyları gezmeye çalıştık. Bitez'e, Bardakçı Koyu'na, Akyarlar'a ve Ortakent-Yahşi Beldesi'ne gittik. Koyların suları çok temizdi ve deniz dalgasızdı. Sadece Akyarlar'ın suyu soğuktu ve çok rüzgarlıydı öğrendiğimize göre orada sörf yapılıyormuş.


Akyarlar sahili


Ortakent-Yahşi sahili

Bodrum'un neleri meşhur derseniz sebzeli döneri, mandalina gazozu, Bitez dondurması ve çiğ böreği pek meşhurmuş. Ben çiğ börek hariç diğerlerinden tatma fırsatını buldum.


Sebzeli döner

 Döneri ve gazozu çok sevdim, Bitez dondurmasının aromaları çok yoğun fakat benim gibi tatlı canavarına tadı biraz şekersiz geldi ama Bodrum otogarından merkeze doğru yürürken karşınıza çıkan Bodrumspor büfesinde yediğim dondurmanın tadı damağımda kaldı. Çok farklı çeşitleri vardı ve tadı çok güzeldi :)


Dükkanlarda mandalina gazozu ve su

fıskiyeyle süslenmiş insan akan suyu

gördükçe daha da çok susuyor :)

Salı günü Bodrum'un yerel pazarı olduğunu öğrendim. Gelmişken yöresel birşeyler bulurum diye pazarı görmeye gittim. Malesef umduğum gibi çıkmadı. Pazar, turistlere yönelik, lüks markaların sahte ürünlerini satan bir alana dönüşmüş durumdaydı. Aynı gün Arkeoloji Müzesi'ni ve Zeki Müren Sanat Müzesi'ni görmeye gittik.


Kaleden Bodrum'un görüntüsü muhteşemdi

Bodrum'a yolunuz düşerse Zeki Müren Müzesi'ni mutlaka görün derim. Müze, sanatçının son yıllarını geçirdiği evinin korunmasıyla birlikte bugün müzeye çevrilmiş. Kullandığı bütün eşyalar( kıyafetlerinden aksesuarlarına kadar) müzede sergileniyor. Zeki Müren'i çok sevdiğimiz için müze, eşimin ve benim çok hoşuna gitti.










Biz Bodrum'daki 1 haftayı çok güzel geçirdik ve mutlu bir şekilde evimize döndük. Ancak gidemediğimiz birçok yer var, anladım ki Bodrum 1 haftada bitecek bir yer değilmiş. Mutlaka gidip görmenizi öneririm :)

Merhaba, Gizem'in Dünyası'na hoşgeldiniz!






Ben İstanbul'da yaşayan, ilgilendiği konular hakkında yazmak için aranıza katılan biriyim. Blogumda gezip gördüğüm yerleri, dekorasyon fikirlerini ve örneklerini, mutfaktaki becerilerimi bazen de beceriksizliklerimi, kişisel bakım, makyaj ve moda ile ilgili şeyleri paylaşmayı düşünüyorum.
Güzel vakit geçirmek dileğiyle...